Bundan önceki yazımızda Suriye'nin Kuzeyi'nde PYD  tarafından oluşturulması planlanan geçiş koridorunu ele almış ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin bu koridorun oluşumuna engel olması gerektiğini  vurgulamıştık. Bugünkü tablo bize, devletin PYD koridorunun oluşumunu engellemek için  attığı büyük adımları gösteriyor. Bugün yapılan bu operasyonlar  geçmişte olduğu gibi günü kurtarma amaçlı mı yoksa terörün kökünü kazımayı hedefleyen bir harekat mı bunu ilerleyen zamanlarda göreceğiz.Ancak Başbakan Davutoğlu'nun yaptığı açıklamalar bu operasyonların geçmişteki gibi olmadığını bize anlatıyor. Ne demişti Sayın Başbakan; Bu operasyonlar noktasal değil bir süreç operasyonlarıdır.

Türkiye'nin ilk başında DAEŞ'e yönelik başlattığı ve ikinci gününden itibaren Kuzey Irak'taki PKK kamplarında yoğunlaşan hava ve kara operasyonlarının asıl amacı Suriye'nin Kuzeyi'nde oluşturulması hedeflenen  sözde 4'lü parçanın 2.ayağının hayata geçirilmesini engellemektir. Eğer Türkiye bu operasyonları başlatmamış olsaydı bundan aylar sonra tıpkı Kuzey Irak'ta olduğu gibi ''Suriye Kürdistan Bölgesel Yönetimi' ni konuşuyor olacaktık.  Operasyonların başlamasından 2 gün önce Suruç'ta meydana gelen patlama aslında okuyabilene çok şey anlatıyordu. Örgüt, operasyonların başlayacağını önceden haber almış olacak ki ülke içinde kaos ortamı yaratarak PKK'ya yönelik harekatın önüne geçmeyi  amaçladı.  Zaten operasyonlar başladıktan sonra gözle görülür şekilde yoğunlaşan saldırılar bunun sebebi.

Yapılan operasyonlar ile en azından şimdilik Suriye'de tıpkı Irak'ın Kuzeyi'nde olduğu gibi bölgesel bir Kürt yönetiminin oluşumunun önüne geçildi. Ayrıca Kerkük-Yumurtalık Petrol Boru Hattı'nın da By-Pass edilmesinin de önlenmesi Türkiye açısından kısa vadede olumlu gelişmeler. Ancak başta ABD olmak üzere ilgili devletlerin ve onların taşeronlarının bu işin peşini bırakmayacağı aşikar. Bunların örneği  tarihte fazlasıyla mevcut, ilgilenenlere.