• ANKARA
    • Kocatepe Camii - Anıtkabir - Cumhurbaşkanlığı Külliyesi
    • ÜSKÜP
    • Taşköprü (Fatih Sultan Mehmet Köprüsü)
    • İSTANBUL
    • Topkapı Sarayı - Ayasofya Camii - Sultanahmet Camii - Yeni Cami - Süleymaniye Camii
    • SELANİK
    • Beyaz Kule
    • BUHARA
    • Mir-i Arab Medresesi
    • BURSA
    • Ulu Camii
    • KERKÜK
    • Aziziye Kışlası
    • DİYARBAKIR
    • On Gözlü Köprü
    • İSFAHAN
    • Mescid-i Cum'a
    • MUSUL
    • Dicle Nehri
    • KONYA
    • Tropikal Kelebek Bahçesi
    • BAKÜ
    • Alev Kuleleri
    • KUDÜS
    • Mescid El-Aksa - Kubbetü's Sahra
    • BOSNA HERSEK
    • Mostar
Mehmet Anıl KADIOĞLU
bilgi@idealistkalemler.com
DOĞU AKDENİZ’DEKİ GÜÇ MÜCADELESİ - Yunan Tezleri ve Türkiye’nin Hamlesi
07/08/2020

 

 DOĞU AKDENİZ’DEKİ GÜÇ MÜCADELESİ
Yunan Tezleri ve Türkiye’nin Hamlesi

(Doğu Akdeniz konusunda kamuoyunun gerçekleşen olayları ve yapılan hamleleri daha kolay anlayabilmesi adına sade olarak yazılmıştır.)

   Doğu Akdeniz’deki doğalgaz ve petrol varlığının tespit edilmesinin ardından bölge ülkelerinin yanı sıra birçok bölge dışı aktör gözünü buraya çevirmiş ve ilgisini günden güne arttırmıştır. Amerika Birleşik Devletleri Jeolojik Araştırmalar Merkezi’nin 2010 senesinde yayınladığı raporda da Kıbrıs Adası, Suriye, Lübnan ve İsrail arasındaki bölgede yaklaşık 3,5 trilyon metreküp doğalgaz ve 1,6 milyar varil petrol bulunduğu belirtilmiştir. Bu yazıda Yunanistan’ın bölgedeki hidrokarbon yataklarına ve diğer doğal zenginliklere el koyma konusunda yapmaya çalıştığı uyanıklığı ve 1982 Birleşmiş Milletler Deniz Hukuku Sözleşmesi’ni (BMDHS) ihlal girişimlerine değineceğiz.

   Yunanistan batılı ülkeleri de arkasına alarak Doğu Akdeniz’deki doğal zenginliklere tek taraflı olarak el koyma niyeti içerisindedir. Aslında Doğu Akdeniz’de Yunanistan’ın Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’ni (GKRY) de kullanarak hâkim güçmüş gibi hareket etmesi tam bir haydut devlet örneğidir. Nitekim Türkiye’nin Doğu Akdeniz’e bakan kıyı uzunluğu bin 800 kilometre iken Yunanistan’ın kıyı uzunluğu sadece 160 kilometredir. Bu uzunluk da adalar baz alındığında ortaya çıkmaktadır. Yani Yunan anakarasının kıyısı söz konusu değildir. Bu noktaya ilerleyen bölümde değineceğiz. Bu bakımda Mısır, Libya, İsrail, Lübnan gibi ülkeler dururken 160 kilometrelik Yunanistan’ın ‘ben olmadan olmaz’ tezi tamamen doğal kaynaklara çökme girişimidir.

YUNAN TEZİ NE ANLATIYOR?

    Yunanistan’ın Doğu Akdeniz’de kıyısını oluşturduğunu iddia ettiği kıyı şeridi Girit, Rodos, Kaşot, Çoban ve Meis adalarının oluşturduğu hattır. Yunanistan bu hattı kendi anakarasının kıyı çizgisi gibi göstererek Türkiye’yi Doğu Akdeniz’den dışlama amacı gütmektedir. Bunu yaparken de bir diğer ada bölgesi olan anakara hüviyeti olmayan Kıbrıs Adası’nı GKRY üzerinden karşı kıyı olarak esas alıp orta sınır belirlemektedir. Böylece Türkiye sadece Antalya Körfezi ile sınırlı olmak üzere 41 bin kilometrekarelik bir kıta sahanlığına sıkışmış olacaktır.

ULUSLARARASI HUKUK NE DİYOR?

   Tam da bu noktada Uluslararası Hakem Mahkemesi ve 1982 Birleşmiş Milletler Deniz Hukuku Sözleşmesi (BMDHS) der ki, bağlı adalar sınırlandırma konusunda anakaraya sınır teşkil edemez. Yine aynı uluslararası hukuk mercileri de der ki, sınır olarak anakaralar arasında çizilen ortay hattın ters tarafında kalan adalar olursa bunlar da sınırlandırma konusunda kıyı oluşturamaz, sınıra esas teşkil edemez. Yani ters tarafta kalan adalardan kastedilen Türkiye’ye Yunanistan’dan daha yakın olan Yunan! adalarıdır. Yunan anakarası ile Anadolu kıyıları arasında çizilen ortay hat’a bakıldığında özellikle Kaşot, Rodos ve Meis adaları Türkiye’ye daha yakın olduğundan bunların Uluslararası Hukukta belirtilen ‘ters tarafta yer alan adalar’ oldukları görülmektedir.

   Dolayısıyla Yunanistan’ın ileri sürdüğü tezdeki Girit, Kaşot, Çoban, Rodos ve Meis adalarının bir hat ile birleştirilerek Yunanistan’ın kıyı şeridiymiş gibi gösterilmesi hem Uluslararası Hakem Heyeti’ne hem de 1982 BMDHS’ne aykırıdır. Buradaki en hakkaniyetli antlaşma zemini coğrafyanın üstünlüğü prensibine dayanarak iki ülke arasında kıyıların uzunluğu esasına göre yapılacak olan uzlaşıdır. Bu konuyla ilgili Uluslararası Adalet Divanı’nın verdiği birçok karar örneği mevcuttur.1

 TÜRKİYE LİBYA ARASINDA MÜNHASIR EKONOMİK BÖLGE SINIRLANDIRMA ANTLAŞMASI
(YUNANİSTAN’IN DEYİMİYLE TÜRK KALKANI)

   Yakın dönemde Libya ile yapılan karşılıklı münhasır ekonomik bölge (MEB) sınırlarının belirlenmesine yönelik antlaşma Türkiye açısından hayati önem taşımaktadır. Bahsi geçen antlaşma ilk olarak 2010 senesinde gündeme gelmiş, o zaman Başbakanlık görevinde bulunan Recep Tayyip Erdoğan ile Libya Devlet Başkanı Muammer Kaddafi arasında görüşme yapılmış ve imza edilmesi konusunda mutabık kalınmıştı. Ancak 2011 senesinde Kaddafi’nin devrilmesi sonucu antlaşma imzalanamamıştı.

   2019 senesinde imzalanabilen antlaşma Doğu Akdeniz konusunda adeta bir dönüm noktası olmuştur. Türkiye’nin Marmaris, Fethiye, Kaş kıyı hattı ile Libya’nın Derne, Tobruk ve Bordiya kıyı hattı denizden komşu olmuştur. Bu hattı birbirine bağlayan en batıdaki çizgi Girit adasına 2 deniz mili mesafeden geçmektedir. Söz konusu antlaşma onaylanarak Birleşmiş Milletler nezdinde de tescillenmiş ardından Türkiye 189 bin kilometrekarelik kendi kıta sahanlığını ilan ederek BM’ye bildirmiştir. Gerek Libya ile yapılan antlaşma olsun gerekse ilan edilen kıta sahanlığımız olsun tamamı uluslararası hukuka ve 1982 BMDHS’ne uygundur. Ülkemizi Akdeniz’de 41 bin kilometrekareye hapsetme çalışmaları böylelikle akamete uğratılmıştır.

   Geçtiğimiz günlerde imzalanan Yunanistan – Mısır deniz yetki alanlarının sınırlandırılması antlaşması ise sözde değil gerçek anlamda hükümsüzdür. Türkiye’nin Libya ile yaptığı antlaşmanın Yunanistan-Mısır ikilisinin yaptığı antlaşmadan etkilenmesi söz konusu değildir.

 

      * Libya – Türkiye antlaşmasını gösterir harita

 
 

 

 * Birleşmiş Milletlere bildirilen Türk Kıta Sahanlığı sınırlarını gösterir harita

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

K/4, Tümamiral Cihat Yaycı, ‘Libya Türkiye’nin denizden komşusudur’, Doğu Akdeniz’de deniz alanlarının sınırlandırılmasında Libya’nın rolü’, Avrasya Stratejik Araştırmalar Merkezi Yayınları, 2019

K/3, Tümamiral Cihat Yaycı, ‘Sorular ve cevaplar ile münhasır ekonomik bölge (MEB) kavramı’, Deniz Kuvvetleri Komutanlığı Deniz Basımevi Müdürlüğü, 2019

K/2, Tümamiral Cihat Yaycı, ‘Doğu Akdeniz’in paylaşım mücadelesi ve Türkiye’, Kırmızı Kedi Yayınevi, 2020

K/1,https://www.yenisafak.com/gundem/turkiye-ile-libya-arasinda-tarihi-anlasma-dogu-akdenizdeki-yunan-isgaline-son-verecek-3516018

1 İngiltere – Fransa Davası, Libya – Malta Davası



911 kez okundu. Yazarlar

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın

Yazarın diğer yazıları

Anadolu'da Darphaneler - 23/09/2019
Ermeni Terörünün Kronolojik Analizi - 29/07/2018
Yeni Türkiye, Yeni Rusya ! - 29/01/2017
Yeni Türkiye, Yeni Rusya !
Sadece Piyonlar Değişti - 29/08/2016
Enerji Hatları ve Terör Arasında Türkiye - 20/03/2016
Greenwich'ten Önce İstanbul Vardı / There was Istanbul before Greenwich TURKISH-ENGLISH - 10/12/2015
Greenwich'ten Önce İstanbul Vardı
Terör Savaşları - 17/11/2015
IRKÇI EMPERYALİZMİN MÜRŞİDLERİ VE HAİM NAHUM DOKTRİNİ - 13/11/2015
HAZAR HAVZASI’NDAKİ STRATEJİK BELİRSİZLİK - 29/09/2015
 Devamı
FACEBOOK
PORTRELER
TWITTER